ESKİ KÖYLERİNE GERİ DÖNEN MİLLETVEKİLLERİ

Yazılan senaryoya göre önce birisi, sonra diğeri, sonra diğerleri istifa edeceklerdi. Bir taraftan da yolsuzluk dosyaları ve kaset savaşları başlatılacaktı. Böylece Ak partide deprem üstüne deprem yaşanacak ve Başbakan da "Yeter kardeşim, benden de bu kadar…" deyip istifa edecekti. Sonunda Muhalefete, yani CHP ve MHP'ye gün doğacaktı. Çünkü tek başlarına ve milletin iradesiyle iş başına gelmeleri muhtemel olmayan bu partilerin bundan başka umut bağlayacakları bir çare yoktu.Ama olmadı. Gerek MHP kökenli Hakan Şükür ve İdris Bal'ın gerek son istifa eden ve CHP kökenli olan üç zevatın istifaları kamuoyunda sinek vızıltısı kadar bir etki bile bırakmadı. Başka bir deyimle, istifaların kıymet-i harbiyesi, kendi çalıp kendi oynadılar, mesabesinden öteye geçmedi. Birisinin eline cemaat bir uzun dilekçe tutuşturmuş; istifa eden milletvekili kâğıdı okumaktan bile acizdi. Son üçlüyü istifa ettiren karanlık güç ise, birbiri ardınca istifa ederek istifalarının sansasyonel bir etki bırakmasını beklemişti. Ama olmadı. Sadece kendi köylerine geri döndüler.Zamanında Ak Partiye transfer olan bu zevatla ilgili olarak aklıma bir öykü geldi. İsmi CAFER olan bir adam varmış; fakat köyde kimse kendisine Cafer demez, ya Cafo ya da Cuayfıs dermiş. Bu durum kendisini çok rahatsız ediyormuş. Bunun üzerine köyden ayrılıp başka bir köye yerleşmeye karar vermiş. Bu durumu ailesine de anlatmış. Nihayet yükte hafif bahada ağır bazı eşyalarını yükleyip yola çıkmışlar. Yolda ailesine "Bundan sonra benim ismim Muhammed olacak. Siz de beni bu isimle çağırın" dedi.Bir haftalık yolculuktan sonra yerleşecekleri köye varmışlar. Adam, adetten olduğu için iki gün sonra köylülerle tanışmak üzere köy odasına gitmiş ve "İsmim Muhammed" diyerek yeni ismiyle köylülerle tanışmaya başlamış. Yaşlı ve bilge bir dam herkesten sonra köy odasına gelmiş. Yeni bir misafirin gelmiş olduğunu görünce "Merhaba, hoş geldin, Adın Nedir?" dedi. Yeni ismini söylemekten çok hoşlanan adam, "Adım Muhammed amca" demiş. Yaşlı adam, misafirin yüzüne uzun uzun baktıktan sonra "Hadi şurdan, senin yüzün Muhammed yüzü değildir. Sen olsa olsa ya cuayfıs, ya da Cuaylo'sun" demiş. Adam çar-naçar o köyden ayrılıp kendi köyüne geri dönmüş.Bunlar da yıllar önce Ak Partiye girerek isimlerini güzelleştiren üç zevat idi. Ama halk onlara Hiçbir zaman "Muhammed" demedi. Esasen Sayın Bülent Arınc'ın da Manisa konuşmasında dediği gibi, neden canla-başla bu davanın neferliğini yapmaya hazır olanlar varken, Ak Parti tabanının asla tasvip etmediği başka eğilimlere sahip olan insanlar bu partiden milletvekili yapılır, bunu anlamış değilim. Hoş Ak Parti tabanı da bu adamların anlayışını asla satın almış ve benimsemiş değildir. Onlara Ak Parti tabanına, Ak Parti tabanı da hep onlara yabancı gözüyle bakmış ve bakmaya devam edecektir. Bu yüzden eski köylerine geri döndüler.