ELLERİNDEN ÖPERİM ÖĞRETMENİM

Öğretmenler Günü münasebetiyle yurdumuzda çeşitli etkinlikler düzenlenirken bu ilim ve  irfan ordusunun gönlünü almak, hatırlarını sormak ve  onlara moral vermek toplum olarak hepimizin boynunun borcudur. Öğretmenlik bir ihtisas mesleğidir.Öğretmen ya da hoca; bir bilim dalını, bir sanatı, bir tekniği veya belli bir bilgiyi öğretmeyi kendisine meslek edinmiş kimsedir. Öğretmen anne ve babadan sonra eli öpülecek kişidir, peygamberlik mesleğidir."Bana bir harf öğretenin kırk yıl kölesi olurum." diyen, O büyük insan Hz.Ali, başka hiçbir söze gerek bırakmamıştır.Öğretmen mum gibidir,kendisi erirken etrafına ışık vermeye devam eder.Sınıfa girdiği zaman kendi özel sorunlarını  unutup,öğrencilerinin sıkıntısını kendine dert edinen ve öğrencilerinin gözünün parıldadığını gördüğü zaman mutlu olabilen insanlardır, öğretmenler. Anne-babadan sonraçocukların yükselmesini, kariyer yapmasını ve çok güzel mevkilere gelmelerini isteyen yegane meslek grubudur. Bu meslekle ilgili güzel sözler yazmak mümkündür.Öğretmenler  toplumdan bu güzel sözleri, hayata geçirmelerini bekliyorlar. İtibarlarının korunmasını istiyorlar. Bu toplum öğretmenine sahip çıkmıyorsa,saygı göstermiyorsa ve zaman zaman çocuğunun öğretmenine hakaretlerde bulunup dövmeye kalkıyorsa,  hepimizin şapkasını önüne koyup,nerede hata yaptık diye düşünmemiz gerekiyor.Unutulmamalıdır ki hiçbir öğretmen öğrencisinin kötülüğünü istemez. Anne ve babalar olarak öğretmenlerin sözüyle değil de çocuklarımızın anlattıkları  ile hareket ettiğimiz zaman, farkında olmadan geleceğimizi tehlikeye atıyoruz. Çocukların  bir hayal dünyası vardır ve çok duygusaldırlar.Onların hayallerini ve duygularını biz gerçekmiş gibi algılayarak, soluğu öğretmenin karşısında alıyor ve öğretmeni iş yapamaz hale getiriyorsak,suçlu bizleriz.Biz aileler olarak  çocuğumuzun daha iyi yetişmesini istiyorsak sorunların çözümünü öğretmende aramalıyız, onunla işbirliği içinde bulunmalıyız. Çok basit sorunları büyütüp öğretmenleri başka mercilere şikayet etmek çözümü zorlaştırmaktan öteye gitmeyecektir. Ebeveynler olarak en büyük hatalarımızdan birisi de çocuklarımızın yanında öğretmenlerini karalamaktır. Unutmayalım ki bizim terbiye etmekte zorlandığımız çocuklarla öğretmenler uğraşmaktadırlar.Elbette çocuklar bizim varlığımız, servetimiz, geleceğimiz; onları çok severiz ve tırnaklarına zarar gelmesini istemeyiz ama bu konularda ifrat ve tefrite kaçmadan sınırları çok iyi belirlemeliyiz.         Bu kutsal görevi zor şartlar altında yerine getirmeye çalışan  bütün öğretmenlerimizin hakkettiği itibara kavuşmasına ve eli öpülecek bu insanların toplum nezdinde de değerlerinin artmasına  bir nebze katkıda bulunabilirsek ne mutlu bizlere. Bu şartlar ve zorluklar altında bana emeği geçen tüm öğretmenlerimin önünde saygıyla eğiliyor ve hepsinin ellerinden öpüyorum.Unutmayalım ki ilim adamına, öğretmenine  ve bilime değer vermeyen toplumlar kalkınamazlar.