Çözüm:"Devleti Kendine Ait Kılmaktan Vazgeçmek"

"Devleti Kendine Ait Kılma Hastalığı" ülkemizde güç sahibi olma peşinde koşanların en çok duçar olduğu hastalıktır.Ülkemiz çok uzun yıllardır bu hastalığın pençesine düşmüş kişilerin toplumda yarattığı travmalar ile uğraşıyor.Gücü ele geçiren,Devlet ve toplumu dönüştürmeye, toplumda yaşayan herkese gizli/açık kendi inanç ve yaşam biçimini dayatmaya ve toplumda ki her bir ferdigüç sahibinin dünya görüşü ve fikirleri çerçevesinde şekillendirme çabası içine girmeye başlar.Devletin ana güç merkezini ele geçiren kişiler veya yapılar son sürat devleti tüm kurum ve kuruluşları ile kendine ait kılma ve kendi dışındakileri ise devletin imkân ve kabiliyetinden mahrum bırakma çabası içine girerler. Ayrıca kendileri gibi olmayan kişilerinin önünü keser, onların güç ve imkân sahibi olmalarını engellerler.Doğal olarak bu durum çatışma yaratır. Güç sahibi gibi olmak istemeyen veya güç sahibi olmalarının önü kesilen grup ve kişiler alternatif arayış peşine düşerler. Bu alternatif arayışlar bazen meşru dair içinde, bazen de gayri meşru daireler içinde olur.Ülkemizde son güllerde yaşanan Cemaat ve Erdoğan çatışmasının en temel sebebi de işte bu gücü kendine ait kılma savaşıdır.Daha önce devleti kendine ait kılma çabasının baş aktörleri olan Laik Kemalist ve Batıcı düzenin seçkinci eliti tarafından sistem dışına itilen, yok edilmeye çalışılan -Milli Görüş camiasının yetiştirdiği- Erdoğan ve Nur camiası içinde çıkmış -Fethullah Gülen Hocanın öğretileri ile şekillenmiş- Cemaat hareketi Ak Parti iktidarı ile birlikte doğal gelişin bir süreç içinde işbirliği yapmış ve bu işbirliği sonucunda da sistemin eski elitlerinden devlet mekanizmasının ana güç merkezini devralmışlardı.Bu devralma sırasında Laik, Kemalist ve Batıcı elitten sistemi devralmış olan Erdoğan ve Cemaat arasında devletin kime ait kılınacağı kavgası baş göstermiştir.Daha önceki bir yazımda da değindiğim gibi kendisi ile paralel bir şekilde aşırı derecede güçlenen, eski seçkinci devlet elitinden boşalan yerlerde hızlı bir şekilde kadrolaşan ve kendi partisi olan Ak Parti üzerinde bile her geçen gün daha çok etkili olmaya başlayan Cemaatten Erdoğan ürkmüş ve Cemaate karşı tedbir alama arayışlarına girişmiştir.Bu gün yaşanan çatışma ve bu çatışmanın yarattığı kaos işte bu çatışmanın iyice gün yüzüne çıkmış şeklidir.Ülkemizde devleti kendine ait kılma çabası peşinde koşmaktan vazgeçilmeli devleti herkese ait kılma anlayış ve çabası içinde olunmalı.İşte bu anlayış ve çaba içinde olan birileri ülkede güç sahibi olmadan ülkemizde ki çatışma ve kaoslar son bulmaz.Bu ülkede çok farklı etnik kimliğe, mezhebe, dünya görüşüne ve yaşam biçimine sahip kişiler yaşıyor. İktidar sahipleri ülkemizdeki bu mozaiği göz önünde bulundurarak devleti herkese ait kılmak çabası içinde olmalıdır.Dün Memurları ve bürokratları Cemaatçi veya MEMUR-SEN'li olmak zorunda bırakıp,  bugün onların bir kısmını cemaatçisin diye tasfiye etmek. Aklın vicdanın ve adaletin kabul edeceği bir iş değildir.Toplumun bir kesimini tutup,  diğerlerini haklardan mahrum etmek ve mağduriyetlerine sebep olmak Firavuni bir yöntemdir. En başta Müslümana yakışmaz.Herkes aklını başına almalı, dünün imtiyazlılarının nasıl bugünün mağdurları haline geldiğini görmeli ve kendine düşen payı  almalıdır.Bugün yalnız kendine adalet ve özgürlük isteyenler, yarın adalete ve özgürlüğe ihtiyaç duyduklarında seslerini duyuracak kimse bulamazlar.Bugün Cemaattin içine düştüğü acı tablo, işte bu durumun tarihe not düşülecek bir örneğidir.Bu yüzden her dönem de herkesin temel gayesi "Herkes için adalet ve herkes için özgürlük olmalıdır."