"Çiftçinin maliyetini arttıran uygulamalardan derhal vazgeçilmelidir"

Diyen Öcalan açıklamasında şu görüşlere yer verdi: "Tarımsal üretimdeki yapısal sorunlar bu kadar belirginken AKP çiftçiyi, üreticiyi desteklemek yerine tersi olarak küçük çiftçi ve üreticiyi üretimden koparmak adına, sermaye adına politikalar üretmeye devam etmektedir.

AKP’nin yanlış ve yandaş tarım politikasından, bütün çiftçiler olumsuz etkilediği gibi en fazla Şanlıurfa çiftçisi etkilenmektedir. Çiftçilerin gittikçe artan maliyetler karşısında ya üretimi terk etmekte ya da zorla ayakta kalmaya çalışmaktadır.  Şanlıurfa’da yaşanan yoğun işsizlik ve yetersiz yatırımlar ile birlikte girdi maliyetlerindeki artış, ürün satış fiyatlarının düşük olması ve devletin son zamanlarda uygulamaya koyduğu tarım politikaları çiftçiyi üretimden uzaklaşmaya, dolayısıyla, temel geçim kaynağından mahrum kalma noktasına getirmiştir. Buna ilave olarak son iki yıldır su bedellerinin aşırı bir şekilde artması çiftçi açısından süreci daha da içinden çıkılmaz hale getirmiştir.

Örneğin Suruç ilçesinde 2019 yılında Sulama Birliği tarafından pamuk için belirlen sulama bedeli 164 TL iken 2020 için 230 TL olarak belirlenmiştir. Yine Mısır için 2020 yılı ücreti 160 TL olarak belirlenmiştir.

Bu bağlamda, her anlamda çiftçinin maliyeti artmaya devam ediyor iken bu aşırı fiyat artışının gerekçesini, söz konusu su bedelinin 2019 yılı 164 TL iken 2020 için 230 TL olarak belirlenmesinin neye göre hesaplandığını, Sulama Birliklerinin aşırı fiyat artışı yapması gibi çiftçinin maliyetini arttıran politikaların uygulanmasının amacını, Viranşehir ve Ceylanpınar’da ürettiği soğanı satamayan çiftçilerin zararının karşılanması veya söz konusu soğanın TMO eliyle satılması ile ilgili bir çalışmanın olup olmadığını sorduğumuz önergemize Tarım Bakanlığı tarafından cevap verilmiştir.

Tarım Bakanlığı tarafından önergemize verilen cevapta; sulama birliklerinin su kullanım hizmet bedellerini gerçek kullanım bedellerine göre belirledikleri belirtilmiştir. 2019 ve 2020 fiyatları karşılaştırıldığında Tarım Bakanlığı’na göre aşırı bir artış bulunmamaktadır, aksine böyle bir algı oluşturulmaktadır. Ayrıca verilen cevapta, önceki Sulama Birliği yönetimlerinin disiplinsizlikleri sebebiyle birçok sorunla karşılaşıldığı, personel ve ücretlerde yaratılan şişkinlik sebebiyle birliklerin sürdürülemez hale getirildiği belirtilmiş, yeni dönemde ise mali disiplin ve ekonomik etkinlik sağlandığı iddia edilmiştir. Yeni dönemde “kamu görevlisi” birlik başkanlarıyla su kullanım hizmet bedellerinin ve diğer tüm giderlerin gerçekçi belirlenerek, geçmiş dönemlerde birliklerin uğratıldığı zararların giderilmeye çalışıldığı iddia edilmiştir.

18 yıldır iktidarda bulunan AKP’nin ve yürüttüğü politikaların sonucu olarak gelinen noktada, tek suçun önceki birlik yönetimlerine yüklenmesi basiretsizlikten başka bir şey değildir. Gelinen durumun tek sorumlusu önceki birlik yönetimleri ise 18 yıldır yönetimde olan iktidar neden bu usulsüzlüklere karşı hiçbir girişimde bulunmamıştır? Verilen cevapta belirtildiği gibi Sulama Birlikleri gereğinden fazla aldığı personel ve şişirilen ücretler sebebiyle zarara uğratıldıysa bunun sorumluları neden ortaya çıkarılmamıştır? “Kamu görevlisi birlik başkanlarıyla yeni dönem” adı verilerek çiftçimizin uğradığı zararlar ile yapılan yolsuzluk ve usulsüzlüklerin üzeri örtülmeye çalışılmakta sorumluluktan kaçınılmaktadır.

Bu nedenle söz konusu yolsuzluk ve usulsüzlüklerin hesabı sorulmalı ve çiftçinin maliyetini arttıran uygulamalardan derhal vazgeçilmelidir." dedi.