Çiftçi, atamalarda ”Liyakat mı, Sadakat mı”

Nihat Çiftçi’den sert değerlendirmeler geldi. Sosyal medya hesabından kurumlarda yapılan görevlendirmelerin liyakattan çok sadakata göre yapıldığın savunan Çiftçi, şunları kaydetti:”Toplum olarak sorulan bu soruya tereddütsüz hepimizin yanıtı liyakat olacaktır. Ancak gel gör ki uygulamalarda durum böyle değildir. Yapılan atamalarda aranılan kriter sadakat olduğu görülmektedir. Bu kriterle atama yapan yönetici hata yapmaktadır. Çünkü sana sadık görülen kişi yeterli bir donanıma sahip olmadığından sadece konjonktüre uygun davrandığını düşünmektedir. Hatta bundan etkileneceğini düşündüğünden görev bekleyen kişinin tüm davranışları yalakacılığa yönelmektedir. Yalakacı bir kişi yanlış giden işlere hiç acımadan iyi gittiğini söyler, hiç bir vizyona sahip olmadığı için de iyi giden bir durumu ölçme kabiliyetine de sahip değildir. KURUMUN TÜM AYARI BOZULUR Dünyanın en zor durumu liyakatlı bir kişiyi liyakatsız bir kişinin emrine vermektir. Böyle bir durumda kurumun tüm ayarı bozulur. Kurumdan fayda almayı bekleyen halkın zararına bir ortam gelişir. Kamu hizmetini bekleyenler liyakatsız kişiler tarafından sürekli oyalanılır. Vatandaşa bu gün git yarın gel denilir. Sürekli bir bahaneyle halkı oyalayıp durur. Sorumluluk üstlenmez, sorumluluğu başkalarına atar. Cesaretle karar alamaz, bilgi birikimine önem vermez, sürekli bir korku içindedir, sistematik bir düşünceye sahip değildir, kurumu dedi kodu ortamına çeker, görevlendirdiği kişilerden beklediği, kendisinin yöneticilerine uyguladığı yalakalıktır. ‘EMANETİ EHİL KİŞİYE VERİNİZ’ Liyakat sahibi kişinin ataması kurumda herkesin taktirini toplar. Bilgi ve beceri ödüllendirilmiş olur. Kurumda doğrular başlar ve üst yöneticiye de doğru bilgi gider. Tatlı bir yarış başlar be kişinin verimliliğini ortaya çıkarır, kurumda dedi kodu ortamının kaybolmasına yarar. Yalakalıkla geçen süre hizmet yapmaya evrilir. Sadece beceriksiz üst yöneticilerin egosu yalakacılıktan eksik kalır. Atama kararları çok önemlidir. Tüm sorumluluk üst yöneticidedir. İsterse kurumu vezir de eder, isterse de rezilde eder, tercih onundur. İnancımız gereği yalancı kişi Allah’ın düşmanı olarak bilinir. Yine inancımızda bilenle bilmeyenin aynı olmadığını hepimiz biliyoruz. Peygamber efendimiz emanete ihanet etmeyiniz, emaneti ehil kişiye veriniz demektedir. Üst yönetici bu mesajları uygulamalarında göstermelidir.”