CHP’Lİ TANAL, ÇERNOBİL FACİASININ 32. YILINI UNUTMADI

Tanal, “Çernobil faciası 32 yıl önce olduğu halde hala patlama alanına kimse sokulmuyor. Nükleer atıklar Türkiye’ye bırakılıyor. Atıkların tesiri 240 yıl geçmiyor. Almanya 2022’ye kadar Nükleeri terk edecek. Biz ise nükleer santral üstüne nükleer santraller kurmaya devam ediyoruz” dedi.

CHP İstanbul Milletvekili Avukat Mahmut Tanal, Çernobil Nükleer Santrali patlamasının 32’nci yıldönümünde nükleer santrallerin bölge halkına ve yaşama hakkında verdiği zararlardan bahsetti. Tanal, şunları söyledi:

“26 Nisan 1986 yılında meydana gelen ve ülkemizi de yakından etkileyen Çernobil Nükleer Santralı faciasının etkileri hala sürüyor. Çernobil faciasının yarattığı yıkımın izleri hala giderilememişken, Nükleer santraller konusunda 3 maymunu oynayan yetkililer en büyük sorumlulardır. Yaklaşık 20’şer milyar dolara bitirilmesi planlanan Akkuyu ve Sinop Nükleer Santrallerinin kurulacağı bölgeye vereceği zarardan kimse bahsetmiyor, bahsedene de izin verilmiyor. Sinop Valiliği, provokasyonları ve güvenliği bahane edip geçtiğimiz günlerde Sinop’ta yapılması gereken Nükleere Hayır mitingini yasakladı. Şeker Fabrikalarını teker teker satan ve yeni nesilleri nişasta bazlı şekere mahkûm eden iktidar, yeni nesili şimdi de kansere ve kalıcı hastalıklara mahkûm ediyor. “Benden sonra tufan” anlayışıyla ülke yöneten iktidar, yönetim şekli ile zehir saçmaya devam ediyor. Demokrasiyi zehirliyor, eğitimi zehirliyor, sağlık sektörünü zehirliyor, milli değerlerimizi yok ediyor, adaleti katlediyor, insan genini dahi değiştiriyor. AKP bu ülkenin yakın tarihine skandallarıyla ve aldığı yanlış kararlarla kazınacak. Son olarak yeni yeni Çernobil vakaları yaşamak istemediğimizi beliyor, iktidarı halka rağmen Nükleeri ülkeye sokmaması konusunda uyarıyorum. Çernobil patlamasının gerçekleştiği eyalete 18 yaşından küçük çocuklar sokulmuyor. Açık yiyecek ve içecek tüketilmiyor. Çernobil patlamasından sonra Trakya’da 2 kat, Karadeniz’de 3 kat kanser vakaları arttı. Siyasilerin sorunsuzluğunun faturası halka mal edilmemelidir. Tüm temel hak ve özgürlüklerinin üstündeki hak yaşama hakkıdır. Hiyerarşik haklar sıralamasında nasıl anayasa kanunların en üst hiyerarşik normu ise, temel hak ve özgürlüklerin hiyerarşik sıralamasında ise en üstü yaşama hakkıdır.”