ÇELİŞKİLERDEN ÖZGÜR BİREYE...

Kavram kargaşası yaşayan bir bireye yapılabilecek en büyük iyilik onu tımarhaneye göndermektir. Son sözünü orada söyleme şansı tanıma ve kendi hücrelerini yenileme şansı vermek adına bu gerçekleştirilmeli. Bireylerin kendini anlayabilmesi ya da algılayabilmesi için kavramlarla ilgili çelişki barındırmaması gerekmektedir. Çelişkiler bireyde akut bir etkide ise bu bireyi güçlendirir. Eğer kronikleşen çelişkiler barındırıyorsa o zaman büyük bir sorun vardır. Bireyler gelişim evrelerinde özellikle ergenlik çağına kadar büyük kavram kargaşaları yaşarlar, bir dönem sonra ise kendini tanıma ve anlama evresinde birçok sorunu çözme noktasına gelirler. İpotek edilmiş bir kimlikten sıyrılamayan bireylerin 6 yaşından 60 yaşına kadar bu çelişkileri barındırması olası bir durumdur. Ancak bireyin tüm olumsuzluklara karşın kendini gerçekleştirme yolunda ağır olsada emin adımlar atması özgür insan olmasını kolaylaştırır. Özgür birey olmak demek; kendi değer yargılarını yok saymak demek değildir. Bunun ötesinde kendi değer yargılarını sorgulamayan bir zihniyete sahip olmak da değildir. Özgür birey olmak; örgütlü, bilinçli, sorgulayıcı, kendini yenileyici, kalıpların dışından kalıpları gören birey demektir. Bununla birlikte kimliğini ailesi dahil tüm gölgeleyici ve ipotek edici etkenlerden arındıran bireydir özgür olan. Kendi başarısı altında demlenen bireyin kendini gerçekleştirmiş bir insan olmadığını kim söyleyebilirki ?Epigon olmaktansa ufak da olsa kendi başarısı ile övünen bir kimse olmak ve bu küçük başarılardan büyük hazlar elde etmek bireyin bilişsel olarak rahatlamasına imkan sağlar.İşte burada anlattığım çelişkilerle mücadele, kendi gerçekliğinin farkına varma, kendi kimliğini kendi özgür zihinsel düşünüşü bünyesinde olgunlaştırmak, özgür bireyin aslında zor ama imkansız olmayan bir yolunun olduğunu gösteriyor. Unutmamak gerek ki, insan güzele uğramak için çirkinlikleri görmek zorundadır. Ya da çirkinlikleri görmek için güzelliğin aldatıcı hayallerinde bir sürede olsa gezmek zorundadır…