BARODAN TASARIYA TEPKİ

Baro İl Binası önünde yapılan açıklamaya Şanlıurfa Baro Başkanı Abdullah Öncel ve Baroya bağlı avukatlarında katıldığı basın açıklamasında; “Şanlıurfa Barosu, Çocuk hakları komisyonu olarak, çocuğa ve kadına yönelik şiddeti körükleyen, çocuk istismarı suçunu meşru hale getiren evlilik affı gibi hukuk dışı uygulamalara ilişkin söylemlerin ülke gündeminden derhal kaldırılması, bu hususta sorumlu bir hukuk politikası izlenmesi gereğini önemle vurguluyoruz”. Dedi.

Şanlıurfa Barosu Çocuk Hakları Komisyonu Başkanı Av. Halil Güneş yaptığı açıklamada şu görüşlere yer verdi: “Şanlıurfa Barosu Çocuk Hakları Komisyonu olarak; cinsel istismar suçunu işlemiş faillere, infaz indirimi adı altında, af getirilmeye çalışılmasını kabul etmediğimizi; basına, kamuoyuna, medyaya, meclise ve çocukların korunmasından dolayı tüm yetkililere duyuruyoruz.

Ülkemizce kabul edilen ve onaylanan, dolayısıyla Anayasamızın 90. Maddesi gereğince iç hukuk kurallarımızın üzerinde bağlayıcılığı olan, başta Çocuk Hakları Sözleşmesi, Avrupa Konseyi Çocukların Cinsel Sömürü ve İstismara Karşı Korunması Sözleşmesi, İstanbul Anlaşması olmak üzere uluslararası anlaşmaları ve yasaları hiçe sayarak; çocuğun vücut bütünlüğüne, cinsel dokunulmazlığına, manevi gelişimine ve geleceğine el uzatan, çocukların tüm hayatlarını onları istismar eden suçluların ipoteği altına alan düzenlemeler hiçbir gerekçeyle kabul edilemez. Bu tür düzenlemeler, bir yandan çocukların temel haklarını ihlal ederken, diğer yandan da kadının statüsünü düşürmekte, kadınları eğitimsizlik, yoksulluk, bağımlılık ve şiddetle örülü bir döngüye hapsetmektedir. Kanunlarımıza göre hür iradesi olmadığı kabul edilen çocuk; velisi, vasisi ve hatta Millet Meclisince, evlilik gibi ağır sorumlulukları olan bir kuruma mecbur bırakılmakta ve bu durum modern anlamda köleliğin dayatılması anlamına gelmektedir. Bu nedenle, çocuğun istismarını meşrulaştıran, teşvik eden, özendiren ‘evlilik affı’na ilişkin düzenleme çağ dışıdır, hukuk dışıdır ve kabul edilemez.         

Çocukların çocukluklarını yaşayamadıkları, sağlıklı maddi ve manevi gelişimlerini gözetmeyen, eğitim hayatlarını ve geleceklerini koruyamayan hiçbir çözüm hukuki ve vicdani değildir. Bu hususta, çocukların üstün yararının gözetildiği, çocuklara ve ailelerine yönelik her tür rehberlik hizmetinin aktif hale getirildiği tedbirler, yasal düzenlemelerle hayata geçirilmelidir. Akran çocuklar arasında vuku bulmuş ilişkilerde bile olsa evlilik bir çözüm olarak dayatılamaz.

İstismarı bir kere affetmek; tekrarlarına sebep olacak, istisna olduğu iddia edilen düzenleme asıl hale gelecek, henüz 12 yaşındaki oyun çağı çocuklarının kendi çocuklarına bakmak zorunda kalmalarına yol açacaktır. Ülkemizdeki tüm çocukların hayatlarından sorumlu olduğumuz bilinciyle hareket ederek, yitip giden sağlıksız nesiller yetişmesine, çocuklarımızın hayatlarının çalınmasına engel olmak hepimizin görevidir.

Tartışmaya açılan düzenleme, çocuk ve kadın haklarına ilişkin tüm ulusal ve uluslararası mevzuatın ruhuna aykırı olduğu gibi Avrupa Konseyi İstanbul Sözleşmesinin “Taraflar bu Sözleşme kapsamında yer alan her türlü şiddet olayıyla ilgili olarak, arabuluculuk ve uzlaştırma da dahil olmak üzere, zorunlu anlaşmazlık giderme alternatif süreçlerini yasaklamak üzere gerekli yasal veya diğer tedbirleri alacaklardır.” hükmünü içeren 48. Maddesine de açıkça aykırıdır. Zira önerilen düzenleme tam da Sözleşmenin yasakladığı alternatif çözüm yoludur.

Şanlıurfa Barosu, Çocuk hakları komisyonu olarak, çocuğa ve kadına yönelik şiddeti körükleyen, çocuk istismarı suçunu meşru hale getiren evlilik affı gibi hukuk dışı uygulamalara ilişkin söylemlerin ülke gündeminden derhal kaldırılması, bu hususta sorumlu bir hukuk politikası izlenmesi gereğini önemle vurguluyoruz. Bununla birlikte çocuk ve ülke yararına bir düzenleme yapabilmek üzere disiplinler arası bir tartışma ortamı sağlamak için gerekli organizasyona Şanlıurfa Barosu olarak hazır olduğumuzun bilinmesini istiyoruz. Bu hassasiyetimizi kamuoyuyla paylaşır sesimize katılmalarını diliyoruz. Diyerek sözlerini sonlandırdı.

MEHMET CANBEK