Yıldırım, Müzisyenlere vefasızlıktan yakındı

RAPÖRTAJ: MEHMET ER

Şanlıurfa müziğinin önemli isimlerinden biri olan ve hayatını Urfa müziğine vermiş bir isim olan şuanda yaşamını İstanbul’da sürdüren “Yılların eskitemediği sanatçı” Yönetmen, müzik öğretmeni, Bestekâr ve İbrahim Tatlıses ile Seyfettin Sucu ile aynı sahneyi paylaşan Halil Yıldırım ile Şanlıurfa’ya yaptığı ziyarette buluşarak Şanlıurfa sıra gecelerini, müziğini, şimdiye kadar çıkardığı plak ve kasetlerini, bestelerini, yeni yetişen genç sanatçıları ve daha birçok konuyu biz sorduk usta sanatçı Halil Yıldırım cevapladı.

ÖNCELİKLE SİZİ KISACA TANIYABİLİR MİYİZ?

“Ben 28-06-1952 Şanlıurfa merkezde doğdum, Urfa Ortaokulu ve Urfa Lisesi'ni Urfa'da bitirdim. Lise çağlarında merhum babam ceza evindeydi. Ben de Urfa'da yaman pavyonunda geceleri türkü çalıp okuyordum gündüzde okula gidiyordum. Okulu bitirdikten sonra İstanbul'da üniversite sınavlarına girdim başka okulu tutturdum. Ama içimde hep konservatuara girmek isteği vardı. 1975 yılında İstanbul'da devlet konservatuvarı açılmıştı. 1979 yılında İstanbul Konservatuarı ilk mezunlarındanım yüksek bir puanla girdiğim okulu başarıyla bitirdim. 1971 yılında Şanlıurfa'da ilk plağımı yapmıştım ismi “aşka inanmıyorum” ama okuldan kovarlar diye söyleyemedim plak yaptığımı. 1975 yılından sonra iki plak daha yaptım. 1985 yılında öğretmenliğe döndüm. Türkiye'nin çeşitli liselerinde okullarında görev yaptım.”

ŞİMDİYE KADAR KAÇ PLAK VE KASET ÇIKARDINIZ?

“Şimdiye kadar 3 pilak 7 tane de kaset yaptım. Tabii bunların içinde mahalli kasetlerinde var. Onları söylemiyorum. 220 tane civarında bestelerim var. İbrahim Tatlıses ve Halil Kendirli “Sen bir hayat kadınısın” bestemi yıllarca okudular. Gözlerimde kanlı yaş, Evlen Diyorlar diye birçok bestelerim var. Hala yapmaya da devam ediyorum. Urfa beşiğim benim, hani gençliğim benim gibi bir bestem var. Urfa benim doğduğum büyüdüğüm yer. İnsanlarını da çok severim o yüzden hemşerilerime ölmeden bir katkı sunayım dedim.”

GEÇMİŞTEKİ MÜZİSYENLERLE ŞİMDİKİ MÜZİSYENLER ARASINDA NE TÜR FARKLAR VAR?

“Yeni yetişen gençlere şarkıcılara benim ilk söylediğim önce saygı terbiye, geçmiş yıllarda biz büyüklerimizin yanında otururken büyüklerimiz hepimize biraz şarkı söylettirirdi. Bu şekilde olunca benim arkadaşlarımın arasında çekememezlik olmazdı. Halk bizim okuyuşunuza, Saygımıza, terbiyemize göre değerlendirirdi.

BİR İSİM OLMAKLA, İNSAN BİR ŞEY KAZANAMAZ ÖNCE SAYGI OLMASI LAZIM.

Şimdiki gençlerin biraz yetişme tarzları zayıf bunlara dikkat etmeleri lazım.”

ŞU ANDA URFA'DA YAPILAN SIRA GECELERİ MÜZİĞİNİ NASIL BULUYORSUNUZ?

“Bizim geçmişimizden büyüklerimizden gelen bir gelenek tabi sıra geceleri 1960'lı yıllardan beri ben bu sıra geceleri içerisindeyim. Tabii vefat eden arkadaşlarımız, abilerimiz çok oldu hepsine Allah'tan rahmet diliyorum. Tabi böyle güzel saygılı abilerle oturunca saygımız da daha fazla oluyor.”

ŞİMDİKİ GENÇLERİN SESLERİNİ NASIL BULUYORSUNUZ?

“Geçmiş yıllarda da bu sorular bana birçok kez yönetilmiştir. 1960'lı yıllarda ben okuduğum zaman bana diyorlardı, Sen mıtırıpmısın niye böyle çalıp okuyorsun. Tabi o zaman geçmiş dönemde ayıplarlardı bu işi yapanları. Şimdiki zaman artık değişti. İnsanlar değişiyor. Yeni gençlerimizi babaları Anneleri rahat bıraktılar serbest bıraktılar. O yüzden çocuklarımızın önü açıldı. Şanlıurfa'da birçok İbrahim Tatlıses de vardır, çok Seyfettin Sucu da vardır ama aile tutumundan dolayı birçok gencimiz bu ayıplama yüzünden fazla ortaya çıkmazdı”.

ŞANLIURFA KÜLTÜRÜNE SIRA GECELERİ NE MÜZİĞİNE SİZCE YETERİNCE ÖNEM VERİLİYOR MU?

“Verilmesi lazım. Ben 1960 yılından beri bu mesleği icra ediyorum. Şanlıurfa’da 11 Nisan gecesi düzenleniyor. Eğer bu programı her yıl yapıyorsanız, belirli sanatçıları buraya davet etmeniz lazım. Ben yılların sanatçısıyım ve Devlet Konservatuarı ilk mezunuyum ve en iyi derece iyi okulu bitirmişim. Belediye Başkanımız ve yetkililer bunlara önem vermeleri lazım.

BEN KAÇ YILDIR GELMİYORUM. 11 NİSAN’DA YAPILAN ETKİNLİĞE DAVET EDİLMEDİM.

Ben üzülüyorum. Neden bizden haberleri yok bu insanların diye içimden geçiriyorum.”

SON OLARAK ŞANLIURFA HALKINA NELER SÖYLEMEK İSTERSİNİZ?

“Hemşerilerime canım fedadır. Biz hepimiz önce insanız. Burada yetişen yeni gençlerimiz daima bir büyüğünü örnek alacak. Şımarıklık olmayacak. Biz bu yoldan daha önce geçmişiz. Nasıl geldiniz bu duruma? Nasıl bestekâr oldunuz? Nasıl sanatçı oldunuz, diye soracaklar. Kendilerine benim gibi büyüklerin faydası olur.” Diyerek sözlerini sonlandırdı.