Yaşanan oyunlara dikkat çektiler

Karakoyun iş Merkezi önünde toplanan STK'lar, 'Zalimler için yaşasın cehennem','Direnişe devam','Zulüm ile abâd olunmaz' sloganlarını atarak tepkilerini ortaya koydu. Toplanan kalabalık basın açıklamasını okuyan Memur-Sen Şanlıurfa İl Temsilcisi İbrahim Coşkun, gazetecilere yaptığı açıklamada, Ortadoğu coğrafyasındaki kaderin eli kanlı egemenler tarafından yeni boyutlara taşındığını söyledi. Coşkun, şunları kaydetti:"Başta katil devlet İsrail olmak üzere, ortakları İngiltere ve Amerika Birleşik Devletleri'nin yıllardır İslam'a veremediği zararı son birkaç yıldır DAİŞ belası veriyor. Yaptığı eylemler, infaz ettiği günahsızlar, infaz şekilleri göz önüne alındığında kısa sürede başta İslam ülkeleri olmak üzere tüm dünyaya korku salmış, İslam'ın olumsuz bir şekilde tanıtılmasına zemin hazırlamıştır. Suriye'de devam eden çirkin savaşın şu an kimler arasında yapıldığını artık hiç birimiz bilmiyoruz. Zalim Esed ülkesinde çıkan ayaklanmanın ardından en rahat günlerini yaşıyor olmalı, çünkü şu an kimsenin Esed diye bir derdi kalmadı. Hepimiz DAİŞ terörizmini, İslami grupların bir birbirlerine meydan okumalarını, hatta infazlarını okuyor ve izliyoruz. Bölgenin en büyük şeytanı İsrail ile mücadele eden kimseyi duymuyoruz artık."
'TÜM OYUNLAR MÜSLÜMAN ALEMİ ÜZERİNDE'
Ülkelerinde yaşanan savaşın şiddetinden kaçarak ülkemize sığınan yüzbinlerce Suriyelinin vatanlarına ne zaman dönecekleri konusunda hiç kimsenin fikri olmadığını belirten Coşkun, şöyle konuştu:"Daha birkaç gün önce sınır komşumuz Kobane'de 200'ün üzerinde sivilin DAİŞ zalimlerince katledilmesi, öncesinde başka bir komşumuz Tel Abyad'da DAİŞ-PYD çatışmaları arasında kalıp kaçan binlerce mazlum, Tunus'ta sahile dalarak rastgele açılan ateş sonucu yaşamını yitiren onlarca insan, Fransa'daki saldırılar, Yemen'de yaşanan insanlık dramı, yine DAİŞ tarafından Şii camilerine yapılan kanlı saldırılar, darbeci katil Sisi'nin emrinde İhvan üyelerine verilen idam cezaları, ev baskınları, infazlar, zalim Çin yönetiminin alçakça uygulamaları altında ezilen Doğu Türkistan, katil İsrail'in zulmü altında inleyen Gazze,Filistin..
'ZULÜM İLE ABÂD OLUNMAZ'
Biz çok iyi biliyor ve inanıyoruz ki "Zulüm ile abâd olunmaz." Ancak zulme sessiz kalanlar da hesaptan kurtulamaz. Ülkemizin bir kesiminin Doğu Türkistan'da yaşanan alçakça, düşmanca katliamlara sessiz kalmaları, diğer bir kesiminin ise Kobane'de yaşanan katliama neredeyse sevinecek olmaları, Kobane'yi bayraklaştıran bazı kesimlerin, Tel Abyad'ı görmezden gelmeler, Şii camisine yapılan saldırıların ısrarla gözden kaçırılmaya çalışılmalar, Mısır'ın seçilmiş ilk Cumhurbaşkanı Mursi'ye bütün dünyanın gözü önünde gerçekleştirilen darbeyi ve evlerinde gerçekleştirilen infazlara göz kapamalar… Ne oluyor bize beyler. Hani mazlumun dini sorulmazdı, hani mazlumun dini, dili, ırkı, mezhebine bakılmadan mazlumun yanında olmak gerekirdi. Hani küfür tek milletti ve hepsi bizim karşımızdaydı. Bu mezhep ayrışması nereye götürüyor bizi farkında mıyız. Bizden olanın(!) mazlumiyetini görüyor, bizden olmayanın(!) mazlumiyeti söz konusu olunca üç maymunu oynuyoruz. Böyle olmaz Allah bunun da hesabını bize soracaktır. Şu an Çin'de neler yaşandığından haberimiz var mı?
15 gündür Çinli faşist askerler bölgeyi tamamen kuşatma altına aldı. Yüreğimiz yaralı. Gönül rahatlığıyla iftar edemiyoruz."
'TÜRKİSTAN'DA ORUÇ
TUTMAK DA YASAK'
Müslüman dünyası üzerinde ciddi oyunlar ve baskıların oluşturulduğuna dikkat çeken Coşkun, şöyle konuştu:"Başörtülü kadınlar taciz ediliyor, keyfi bir şekilde gözaltına alınıyor. Kur'an eğitimi engelleniyor, 500 bin civarında çocuk zorla ideolojik eğitimlere tabi tutuluyor. Çin hükümeti, farklı Türkçe lehçelerinde konuşan yerli halkı Çinceyi kullanmaya zorlayarak asimilasyon politikaları uyguluyor. Mal varlıklarına keyfi bir şekilde el konuluyor, seyahat özgürlükleri kısıtlanıyor. Türkistanlı kadınlar, "plan dışında" hamile kaldıklarında hamileliklerinin son günleri dahi olsa mecburi kürtaja tabi tutuluyor. Nüfus planlaması dışında olan çocukların gizli olarak dünyaya getirilmesi hâlinde ise aileler çok yüksek maddi cezalara maruz kalıyor, doğum yapan kadın veya eşi memur ise bu kişinin görevine son veriliyor. Bu hukuksuzluklara, zulümlere, yasaklara ve baskılara itiraz edenler evlerinden alınıyor, demokratik eylem hakkını kullananlar sokak ortasında öldürülüyor. İşkenceler ve idamlar ise aralıksız sürüyor. Halka önder olabilecek kapasitedeki bazı Alimler de zehirlenerek öldürülüyor. Kahrolsun faşist Çin, Kahrolsun Kobane'de sivil insanları değersiz bir eşya gibi harcayanlar, Kahrolsun Tel Abyad halkını yurtlarından edenler, kahrolsun."
'TÜM DÜNYA SUSSA DA BİZ
SUSMAYACAĞIZ!'
Mısırda,Filistin'de,Gazze'de,Suriye'de bu zulümlere gözlerini kapatanlar. Doğu Türkistan söz konusu olunca vicdanını duvara asanları kınadıkları belirten Coşkun, sözlerine şu şekilde devam etti:"Kobane söz konusu olunca amalı-fakatlı cümleler kurarak bu ölümleri maruz gösterenleri kınıyoruz.Tel Abyad gibi Arap bölgelerinden mazlumlar katledildiği zaman görmezden gelenleri kınıyoruz.
Tüm dünya sussa da biz susmayacağız! Yeryüzünde tek başımıza bile kalsak mazlumun ve mağdurun yanında yer almaktan asla vazgeçmeyeceğiz. Onların haklarını savunmaktan katiyen geri durmayacağız. Büyük Memur-Sen ailesi olarak biz var oldukça Doğu Türkistan zulmünü, Gazze katliamlarını, Suriye vahşetini, Mısır ve Arakan'da yaşanan hukuksuzlukları gözlerine sokmaya devam edeceğiz. Gözlerinizi kapayarak vicdanlarınızın sizi rahat bırakmasına asla müsaade etmeyeceğiz. Gelin hep beraber her sakallıyı DAİŞ'li diye mahkum ederek aslında İslam'ı hedef alanları deşifre edelim, gelin İslam adına mazlumların, masumların, sivillerin canına kıyan canilerin maskelerini düşürelim, gelin bölgede Sünni-Şii çatışmasının fitilini ateşleyenin ABD-İsrail olduğunu hep beraber haykıralım, gelin Doğu Türkistan'da ki vahşet, alçaklık ve soykırımı protesto etmek için "BOYKOT" çağrısı yapalım ve yapıyoruz. Çin, Doğu Türkistanlılara esir muamelesi yapmakta ve onlara türlü zulümleri reva görmektedir. Haydi ilk önce "Boykot" ile başlayalım. Çin mallarına yönelik kapsamlı bir boykotla, yaşananların hesabını sormaya başlayalım. "Çin malına hayır" diyerek, tepkimizi gösterelim. Devletlerin istihbarat savaşları arasında kan ağlayan mazlumlara Müslümanca yaklaşıp, sahip çıkalım. Gelin hep beraber hatırlatalım, kimliğinizin, ırkınızın, mezhebinizin ne olduğu fark etmez, "Zulüm ile abad olanın sonu berbat olur."
Kalabalık, basın açıklamasının ardından slogan atarak dağıldı.                          ZEKİ ALTUNDAĞ