Salon insanları tarım işçilerini konuştu

Düzenlenen "Mevsimlik Tarım İşçilerinin Sağlığını Geliştirme" toplantısında konuşan Urfa Valisi İzettin Küçük, tarım işçiliği sorununun bölgesel kalkınma farkından olduğunu belirterek bir gerçeğe işaret etti. Birleşmiş Milletler Nüfus Fonu Temsilcisi Gökhan Yıldırım Kaya ise, Türkiye ortalamasına göre tarım işçisi annelerin 9, bebeklerin 5 kat daha fazla ölümle karşılaştığını belirtti.

'ALIN TERİNE GÖZ DİKEN ÇİĞ İNSANLAR VAR'

Küçük ayrıca bazı tarım işçilerinin ücretlerinin ödenmediğini bu yüzden mülki amirlerin hassas olması gerektiğini kaydederek, 'bu insanlar istismar edilebiliyorlar. Lütfen alın teri konusunda hassas olalım. Ne yazık ki tabiri caizse birkaç kurul paranın üstüne yatmak isteyen çiğ insanlar var. ' dedi.

'SORUNUN ÇÖZÜMÜ İÇİN MÜLKİ AMİRLERİN DESTEĞPİ ŞART'

Projeyi yürüten Harran Üniversitesi Tarımda İş Sağlığı ve Güvenliği Uygulama ve Araştırma Merkezi Müdürü Prof.Dr. Zeynep Şimşek, tarım işçilerinin gittikleri yerlerde karşılaştıkları sağlık sorunlarının sadece üniversite veya projelerle çözülemeyeceğini işçilerin çalışmak için gittikleri kentlerdeki mülkü ve idari görevlilerin de desteğine ihtiyaç duyduğunu kaydetti.
Şimşek, anne ve bebek ölümleri ile bulaşıcı ölümcül hastalıkların önüne geçilebilinmesi için de koruyucu sağlık çalışması ve işçilerin gittikleri yerlerde yaşam koşullarının iyileştirilmesi gerektiğine işaret etti.
Tarım işçileri için 2010 yılında Başbakan Recep Tayyip Erdoğan imzası ile yayınlanan genelge hatırlatılarak, tarım işçilerin gittikleri bölgelerde genelge doğrultusunda hizmet alamadığına dikkat çekilirken, yetkililerden daha hassas davranmaları istendi.
Birleşmiş Milletler ve Harran Üniversitesi'nin girişimi ile davet edilen 12 ilden 6 ilin valisi ve 4 ilçe kaymakamının katılımı ile "Mevsimlik Tarım İşçilerinin Sağlığını Geliştirme" projesi kapsamında toplantı düzenlendi.
En fazla tarım işçisinin gittiği Konya'dan ise toplantıya katılan yetkili olmadı.

Her yıl Şanlıurfa'dan yaklaşık 600 bin tarım işçisinin Mart ayı itibariyle farklı kentlere tarım işlerinde çalışmak için başlayan göçü devam ederken, işçiler gittikleri yerlerde ciddi sağlık sorunları ile karşı karşıya kalıyor. Bu sorunların başında anne ve bebek ölümleri gelirken, sakat doğumların en fazla yaşandığı kesim olarak tarım işçileri gösteriliyor.

Tarım ilaçları, temiz içme suyuna ulaşamama, hayvansal atıklara yakın bölgede yaşama, baraka veya çadır gibi sağlıksız yerlerde barınma ve koruyucu sağlık hizmeti alamama gibi nedenlerden dolayı işçiler, bulaşıcı hastalıklarla karşı karşıya kalıyor. Bu sorunların çözümüne yönelik olarak başlatılan 'Mevsimlik Tarım İşçilerinin Sağlığını Geliştirme' projesi kapsamında 6 il valisi ile dört ilçe kaymakamı ve sağlık kurumu temsilcilerinin katıldığı toplantıda kendilerine bilgi verildi.
Birleşmiş Milletler ve Harran Üniversitesi'nin girişimi ile davet edilen 12 ilden 6 ilin valisi ve 4 ilçe kaymakamının katılımı ile "Mevsimlik Tarım İşçilerinin Sağlığını Geliştirme" projesi kapsamında toplantı düzenlenen toplantıya en fazla tarım işçisinin gittiği Konya'dan ise katılan yetkili olmadı.
Toplantıda ilk sözü alan Birleşmiş Milletler Nüfus Fonu Temsilcisi Gökhan Yıldırımkaya, Türkiye'nin anne ölümlerinde 100 bin canlı doğumdan 15'i bulduğunu, bu durumun tarım işçilerinde 9 kat daha fazla olduğunu kaydetti. Tarım işçilerinin bebek ölümlerinde de 5 kat daha fazla olduğunu söyleyen Yıldırımkaya, "Temiz suya ulaşabilenler sadece üçte biri. Yarısından fazlası sağlık kuruluşuna gitmeden doğum yapıyor. Bu durum karşısında hayatını gezerek sürdüren işçiler için bir kalkınma programı gerçekleştireceğiz" dedi.

NEDEN BÖLGESEL KALKINMA FARKLILIĞI

Toplantıda konuşan Vali İzzettin Küçük, mevsimlik tarım işçilerinin sorunlarının farkında olduklarını ve çözüm noktasında çalışmalar yürütüldüğünü söyledi. Küçük ayrıca bölgesel kalkınma farklılığının bir sonucu olarak mevsim tarım işçiliğinin ortaya çıktığına dikkat çekerek, büyük bir kitlenin sorunun çözülmesinin şart olduğunu belirtti. Küçük, 'mevsimlik tarım işçisi sorunumuz var. Bu sorun neden derseniz çünkü bölgesel kalkınma farklılığı var. Sadece Şanlıurfa'dan Türkiye'nin 48 iline tarım işçisi gidiyor. Yani bu kadar büyük bir kitle düşünebiliyor musunuz nüfusun epey bir kısmı bu.

BİRÇOK SORUNUN KAYNAĞI

Eğitimi de sekteye uğratan önemli bir faktör olduğunun da altını çizen Küçük, işçilerin sadece gittikleri yerde değil geri döndüklerinde de sorunlarla geldiklerini söyledi. "Tabi sadece gittikleri yerde sorun olmuyor. Bizim için de sorun şöyle ki şimdi arkadaşlar eğitime ara veriyorlar giderken çocuklarını eğitimden çekiyorlar sonbahar geçerken geri geliyorlar. Bu yüzden bizim eğitim sistemimizi felç ediyor. Ayrıca gidilen yerlerde hastalık ve pek çok sorunla karşılıyor ve bu sorunlarla da kente geri geliyorlar. Kısaca sadece gittikleri ilde sorunlarla karşılaşmıyorlar. Onun için devletimiz bu konuda ciddi tedbir alma hususunda kararlı. Çünkü bu durum bizim açıkta kanayan bir yaramız. Bu konuda devletimiz son on yılda ciddi tedbirler alarak pek çok konuyu sorun olmaktan ya azalttı ya da sorun olmaktan tamamen çıkardı. Ama bu konu açık bir yara. Bizim bütün rakamlarımızı aşağıya çeken bir sorun. Tabi rakamlarla konuşuyoruz insani bir mesele ama rakamlara da yansıtmalıyız; çocuk ölüm oranları anne ölüm oranlarını araştırmalıyız. Buna devlet veya o yöredeki yöneticiler. kaymakamlarımız valilerimiz belediye başkanlarımız muhakkak başını şöyle bir çevirmeli. Ancak bu işte baş ne tarafa çevriliyorsa sorun görülüyor."

KAMU KURUMLARI HAREKETE GEÇMELİ

Tarım işçilerinin sorunlarının çözümü için kamu kurumlarının harekete geçmesi gerektiğini belirten Küçük, 'Burada insani vazifelerimiz var. Kim ister arkadaşlar Şanlıurfa'dan başka kentlere gidip zor durumda kalsın. Naçar düşmüş be çare insanlar bunlar. Onların pek çok sorunları var. Haberleri izliyoruz. 'tarım işçilerini taşıyan traktör devrildi üç işçi öldü. Ne acı bir tablo. Efendim hastalıklar var suya ulaşamıyorlar. Yaşadığımız, yerlerde Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma vakfı var mağdur insanlara yardım ediliyor. Ama buralarda yaşayan insanlar daha çok mağdur. Bu insanlar en asgari en alt yaşam standartlarında yaşamlarını sürdürebiliyor. Ancak sadece sosyal yardımlaşma ve dayanışma vakfını ilgilendirmeli. Burada belediyeleri kamu kurumlarını ilgilendiren yönleri de var.' Şeklinde konuştu.

'İŞÇİNİN ÜCRETİNE GÖZ DİKEN ÇİĞ İNSANLAR VAR'

Bazı toprak sahiplerinin mevsimlik tarım işçilerinin ücretlerini ödemediğini söyleyen Küçük bu konuda yetkililerin hassas olmasını istedi. Küçük, ' en önemli konulardan biri ise işçilerin ücretlerini alabilme sorunu. Çünkü ben birkaç yerde rastladım bu insanlar istismar edilebiliyorlar. Lütfen alın teri konusunda hassas olalım. Ne yazık ki tabiri caizse birkaç kurul paranın üstüne yatmak isteyen çiğ insanlar var.' Dedi.

'BU HEPİMİZİ İLGİLENDİREN BİR SORUN'

Harran Üniversitesi Tarımda İş Sağlığı ve Güvenliği Uygulama ve Araştırma Merkezi Müdürü Prof.Dr. Zeynep Şimşek ise konuşmasında tarım işçilerinin karşı karşıya kaldığı sağlık sorunlar konusun geniş bilgi verdi. Resmi kayıtlara göre Türkiye'de dört kişiden birinin tarım işçisi olduğunu söylen Şimşek, sorunun toplumun geniş kesimlerini yakından ilgilendirdiğini belirtti. Şimşek şöyle konuştu; "Şimdi resmi kayıtlara göre Türkiye'de dört kişiden biri tarımda çalışıyor. Tarım çalışanları farklı çünkü sanayi gibi değil. Tarlada çalışan doğum vakti kadın da var, genç, yaşlı ve her yaştan insan olabiliyor. Bu yüzden bu konu birçok kurumu yakından ilgilendiriyor. Çünkü ailece faaliyet gösterilen bir alan. Açık havada çalışılıyor. Fabrikada değil. Kapalı bir alanda olunsa kente yakın olur, hekimi olur yiyeceği ve çalıştığı alan denetlenebilir. Ancak tarım işinde böyle değil. "

NAİF KAÇMAZ