Asıl hile: Hilesizliktir

İnsanlığın en yüksek değerlerinin adı olan İslâm dininin temeli ve ruhu sıdk ve doğruluktur. Yüce Mersin escort bayan Yaratıcı tarafından insana değer katması için verilen yüksek haslet ve ulvi ahlâklar, doğruluk sayesinde korunabilir. Doğruluk olan "sıdk"ın toplum hayatını terk ettiği günden beri rüzgârlara oyuncak olan yapraklar gibi insanlık maddi ve manevi türbülanslar ve depremler yaşamaktadır. Yalan ile doğruluk mü'min bir bünyede yan yana olamaz.Nifak ve münafıklarla büyük bir mücadele ve direniş gösteren Hz.Muhammed SAV, münafıklığın alametlerini şöyle sıralamaktadır; birincisi yalan söylemektir, diğeri sözünde durmamaktır, bir diğer alamet ise emanete hıyanet etmektir.En tehlikeli zaman ve mekânlarda dahi hileye ve yalana tenezzül etmeyerek doğruları söylemekle Hakk'ın yanında olan Bediüzzaman Hazretleri, en büyük hileyi hilesizlik olarak görmüştür. İçi dışı bir, cam gibi şeffaf, gizli ajandası ve hedefleri olmayan, siyasete sırt çevirmiş merdane tavrı ile helaket ve felaket asrında zalimlerin yüzüne "yaşasın zalimler için Cehennem" diyen Ustad Hazretleri, Allah'ın inayetiyle her türlü zarardan korunmuştur.Dinin  yıkıldığı yerden tekrar ihya edilip layık olduğu Mevki-i Muallâ'ya gelmesi için tüm davetlere rağmen vatanını tercih eden ve idamına hükmetmek isteyen mahkemeleri bile bir irşat kürsüsü gibi görüp buradan bütün insanlığa adalet, hukuk ve iman dersi veren Bediüzzaman Hazretleri, medreseleri kapatılma ve kitapları müsadere edilme pahasını da olsa müsbet tavrını hiç bozmamıştır.İnsanı doğruluk üzerine yaratan Fatır-ı Hakim olan Allah, Kur'ân-ı Kerîm'de, Bakara Sûresi'nin girişinde iki âyetle kâfirlerden bahsettiği halde, on iki âyetle münafıklara nazar-ı dikkatleri çevirmiştir. "Müslüman görünümlü kâfir" olan münafıkların, Müslümanlar için hiç durmadan tertip ettikleri hile ve tuzakları, Kur'an pek çok sure ve ayette haber vermiştir. Sûret-i haktan görünerek pirinç içerisindeki beyaz taşlar gibi dişe zarar veren münafıklar, hariçte olan ve bilinen bir düşmandan daha tehlikelidir.Harp cephesinde, zor şartlar altında uzak bir istikbaldeki insanlara da yadigâr olsun diye kaleme alınmış İşaratül İ'caz adlı eserinde Ustad Bediüzzaman Hazretleri münafıkların hilekâr halleriyle ilgili olarak şöyle der;"onların hileleri Cenâb-ı Hakk'a, Peygamber-i Zişan'a (asm), cemaat-i Müslimîne yapılan bir muâmeledir. Allah o muameleye âlimdir, Peygamber-i Zîşan da vahiyle vâkıftır. Cemaat-i Müslimînce de imanî bir şiddet-i zekâ sayesinde, o gibi hileler, tesettür edip gizli kalamaz. Demek onların âlem-i İslâm'a vurdukları balta, dönüp kendi başlarını parçalamıştır. Çünkü aldanan cemaat-i Müslimîn değildir; ancak aldanan aldatandır."Yazımızı noktalarken "Aldatan bizden değildir" diyen Hz. Muhammed SAV'in uyarısını dikkate alarak, bedeli ne olursa olsun sıdk(doğruluk) üzerinde olmalıyız. Kur'an ve sünnetin şaşmaz ibresi olan Bediüzzaman'ın ifade ettiği gibi;en büyük hilenin, hileyi terk etmek olduğu ölçüsünü hayatımıza tatbik ve icra edebilmek dileğiyle dinini, mukaddesatını, vatanını, kısacası sevilmeye layık her şeyi sevenlere selam olsun