Çocuk Hakları Günü Şanlıurfa'da kutlandı

Gündem 22.11.2015 - 12:41, Güncelleme: 12.09.2022 - 18:02 2215+ kez okundu.
 

Çocuk Hakları Günü Şanlıurfa'da kutlandı

Birleşmiş Milletler Genel Kurulu tarafından 20 Kasım 1989 tarihinde kabul edilen 'Çocuk Haklarına Dair Sözleşme' Şanlıurfa Barosu Çocuk Hakları Komisyonu tarafından gündeme getirildi.
20 Kasım 'Dünya Çocuk Hakları Günü' Şanlıurfa Barosu tarafından kutlandı. Baro binasındaki düzenlenen basın açıklamasına Baro Başkanı Hikmet Delebe, Çocuk Hakları Komisyon Başkanı Av. Gökhan Devrim, avukatlar ve basın mensupları katıldı.Şanlıurfa Barosu Adına Çocuk Hakları Komisyon Başkanı Av. Gökhan Devrim,"Tarihte en geniş katılımlı insan hakları belgesi olarak tanımlanan Çocuk Haklarına Dair Sözleşme, Birleşmiş Milletler Genel Kurulu tarafından 20 Kasım 1989 tarihinde kabul edilmiştir. Modern çocuk hakları ve çocuk adalet sistemi paradigmasına da ışık tutan sözleşme ile devletler; ayrım gözetmeme, çocuğun üstün yararı, yaşama, gelişme ve katılım haklarının güvenceye alınmasına dair temel değerler etrafında birleşmişlerdir. Ancak bu noktada söz konusu değerlerin içselleştirilmesi sorunsalı gündeme gelmektedir."dedi.02.09.2015 tarihinde üç yaşındaki Alan Kurdi'nin sahile vuran cesedi, insanlığın kendisi ile yüzleşmesine neden olduğunu hatırlatan Devrim,"Alan Kürdi, ailesi ile birlikte gayri resmi olarak Muğla'nın Bodrum İlçesi'nden Yunanistan'ın İstanköy Adası'na şişme botla geçmeye çalışırken annesi ve kardeşi ile birlikte boğularak hayatını kaybetmişti. Suriye'deki iç savaş nedeniyle yaşanan kitlesel göçlerde, ülkemizdeki göç yönetimi ve yasadışı göçle mücadeledeki yetersizliklerden en fazla yara alan kesimin çocuklar olduğu; bu süreçte çocukların yaşama ve korunma haklarının ağır bir şekilde ihlal edildiği görülmektedir. Yasal kapsamda yaşama, sağlık, eğitim ve barınma haklarına ilişkin düzenlemeler mevcut olmakla birlikte, göç yönetimindeki idari yetersizlikler ve altyapı sorunları nedeniyle sığınmacı ve mülteci çocuklar yasaların sağladığı bu haklara erişememekte, iyi beslenememekte, sosyal izolasyon ortamında büyümekte, hastalandıklarında uygun tedaviler görememekte, nitelikli eğitim haklarından mahrum kalmakta ve her türlü riske açık hale gelmektedirler."diye konuştu.'SIĞINMACILAR İÇİN GEREKLİ ÖNLEMLER ALINMALI'Mülteci yoksulluğu, beraberinde çocuk ölümleri, çocuk işçiliği, dilencilik, çocuk fuhuşu ve ticareti de mücadele edilmesi gereken komplike sorunlar olarak artış göstermekte olduğunu belirten Devrim, şöyle konuştu:"BM Çocuk Haklarına Dair Sözleşme'nin 22. maddesi'ne göre, Türkiye kendi topraklarında mülteci olan tüm çocukların sözleşmede yer alan haklardan faydalanması için gerekli önlemleri almakla yükümlüdür. Çocuklara yönelik bu risk faktörlerinin ortadan kaldırılması için öncelikle idari kapasitenin güçlendirilmesi, göç yönetimine dair idari mekanizmaların geliştirilmesi, yasadışı göç ve insan ticareti ile mücadelede eden kuramlar arasında etkin koordinasyonu sağlayacak politikalar geliştirilmesi ve eş zamanlı olarak uluslararası işbirliği mekanizmaları oluşturulması, göçmenlerin topluma entegrasyonu için politikalar geliştirilmesi, özellikle çocuk ölümleri, çocuk ticareti ve fuhuşuna ilişkin soruşturmaların bağımsız bir biçimde yürütülmesi, tüm delillerin toplanması, soruşturmanın makul bir süre içinde sonlandırılması gerekmektedir."Ankara Barosu Mülteci Hakları Kurulu, Çocuk Hakları Merkezi ve İnsan Haklan Merkezinin 15.09.2015 tarihli mülteciler ortak raporu ve çözüm önerilerini belirten Devrim, şunları kaydetti:"Çocukların, sadece savaş hallerinde değil her türlü silahlı çatışma ortamında gerek doğrudan ve gerekse yakınlarının uğradığı zarar nedeniyle dolaylı olarak en çok risk altında bulunan kesim olduğu; yaşama ve korunma haklarının etkin bir şekilde sağlanması gerektiği tüm uygar toplumlarda genel kabul gören bir durumdur. Ülkenin bazı il ve ilçelerinde bir süredir devam etmekte olan silahlı çatışmalar, çocukların yaşama ve korunma haklarına ilişkin olarak, devletin BM Çocuk Haklarına Dair Sözleşme'den kaynaklanan yükümlülüklerini işletmesini zorunlu kılmaktadır. Sözleşme kapsamında devlet (m.38), çocukların yaşama hakkını teminat altına almak zorunda olduğu gibi silahlı çatışmalardan etkilenen çocuklara koruma ve bakım sağlamak üzere mümkün olan her türlü önlemi de almak zorundadır. Yaşam hakkı ihlal edilen çocuklara yönelik soruşturmanın bağımsız bir biçimde yürütülmesi, tüm delillerin toplanması, soruşturma ve dava aşamalarında ölüm olaylarında hayatını kaybedenlerin yakınlarının hukuki süreçlere katılımının sağlanması ve soruşturmanın makul bir süre içinde sonlandırılması hukuk devleti olmanın olmazsa olmaz gereğidir.Çocuk hakları bağlamında, uzun yıllardır, özellikle fiziksel ve cinsel olmak üzere çocuğa yönelik her türlü istismarın yaşandığı ve sık sık toplumda infial uyandıran şekilde gündeme gelen sorunlardan biri de çocuk cezaevleridir. Bugün, çocuk cezaevlerinin var olma nedenlerinin tartışıldığı ve kaldırılmaları gerektiği yönünde oluşan sivil inisiyatiflerin çalışmaları göz ardı edilemeyeceği gibi, kapalı kurumların doğası gereği kendi şiddetini ürettiği yönündeki toplumsal gerçeklik karşısında, mevcut şartlarda cezaevleri ve tutukevlerinin öngörülen "iyileştirme" amacını gerçekleştiremediği açıktır. Tutuklamanın bir cezalandırma ve infaz olarak kullanıldığı ceza adalet sistemi içerisinde, çocuğun özgürlüğünden yoksun bırakılmasının en son çare olarak kullanılması gerektiği yönündeki uluslararası ilkenin, çocuğa yönelik koruma ve önleme noktasında gerekli altyapıyı oluşturamamış ülkemizde içselleştirilmediği görülmektedir."'KORUYUCU VE DESTEKLEYİCİ TEDBİRLER ALINMALI'Ceza ve tutukevlerinde yaşanan hak ihlalleri karşısında kısa ve orta vadede, etkin soruşturma mekanizmalarının işletilmesi, faillerin cezalandırılması için etkin ve süratli yargılama yapılması; hak ihlallerinin tespiti için bağımsız izleme mekanizmalarının geliştirilmesi gerektiğini ifade eden Devrim, şunları söyledi:"BM Çocuk Haklarına Dair Sözleşme'de yer aldığı şekilde, devletlerin çocukların haklarının gözetilmesinde uymakla yükümlü oldukları asgari standartları esas alan ve 2005 yılında yürürlüğe giren Çocuk Koruma Kanunu halen gerekli altyapısı oluşturulamadığı için amacına uygun şekilde işlerliği sağlanamamaktadır. Korunma ihtiyacı olan çocuklar için öngörülen koruyucu ve destekleyici tedbirlerin sağlıklı işlemesi için bir an önce idari alt yapının güçlendirilmesi, kurumlar arasında etkin koordinasyonu sağlayacak politikalar geliştirilmesi, durum analizi yapılarak eksikliklerin giderilmesi sağlanmalıdır. Açıklamada imzası bulunan Barolar Çocuk Hakları Merkezleri olarak, "çocukların çocuk olduğu" bilinciyle, yukarıdaki önerilerin hayata geçmesi için başta devlet olmak üzere ilgili tüm kişi ve kurumları yükümlülüklerini yerine getirmeye çağırıyoruz. Bu yükümlülüklerin yerine getirilmesi içini yapılacak planlamalarda üzerimize düşen yükümlülükleri yerine getirmeye hazır olduğumuzu kamuoyuna saygılarımızla beyan ederiz."Ortak basın açıklamasına Ankara, Aydın, Bursa, Bartın, Batman,Bitlis, Denizli, Diyarbakır, Giresun Barosu, Hatay Barosu, Kütahya Barosu, Malatya Barosu, Manisa Barosu, Mersin Barosu, Muğla Barosu, Ordu Barosu, Sakarya Barosu, Şanlıurfa Barosu, Tekirdağ Barosu, Elazığ Barosu, Eskişehir Barosu, Gaziantep Barosu imzalarını attı.MEHMET CANBEK
Birleşmiş Milletler Genel Kurulu tarafından 20 Kasım 1989 tarihinde kabul edilen 'Çocuk Haklarına Dair Sözleşme' Şanlıurfa Barosu Çocuk Hakları Komisyonu tarafından gündeme getirildi.

20 Kasım 'Dünya Çocuk Hakları Günü' Şanlıurfa Barosu tarafından kutlandı. Baro binasındaki düzenlenen basın açıklamasına Baro Başkanı Hikmet Delebe, Çocuk Hakları Komisyon Başkanı Av. Gökhan Devrim, avukatlar ve basın mensupları katıldı.Şanlıurfa Barosu Adına Çocuk Hakları Komisyon Başkanı Av. Gökhan Devrim,"Tarihte en geniş katılımlı insan hakları belgesi olarak tanımlanan Çocuk Haklarına Dair Sözleşme, Birleşmiş Milletler Genel Kurulu tarafından 20 Kasım 1989 tarihinde kabul edilmiştir. Modern çocuk hakları ve çocuk adalet sistemi paradigmasına da ışık tutan sözleşme ile devletler; ayrım gözetmeme, çocuğun üstün yararı, yaşama, gelişme ve katılım haklarının güvenceye alınmasına dair temel değerler etrafında birleşmişlerdir. Ancak bu noktada söz konusu değerlerin içselleştirilmesi sorunsalı gündeme gelmektedir."dedi.
02.09.2015 tarihinde üç yaşındaki Alan Kurdi'nin sahile vuran cesedi, insanlığın kendisi ile yüzleşmesine neden olduğunu hatırlatan Devrim,"Alan Kürdi, ailesi ile birlikte gayri resmi olarak Muğla'nın Bodrum İlçesi'nden Yunanistan'ın İstanköy Adası'na şişme botla geçmeye çalışırken annesi ve kardeşi ile birlikte boğularak hayatını kaybetmişti. Suriye'deki iç savaş nedeniyle yaşanan kitlesel göçlerde, ülkemizdeki göç yönetimi ve yasadışı göçle mücadeledeki yetersizliklerden en fazla yara alan kesimin çocuklar olduğu; bu süreçte çocukların yaşama ve korunma haklarının ağır bir şekilde ihlal edildiği görülmektedir. Yasal kapsamda yaşama, sağlık, eğitim ve barınma haklarına ilişkin düzenlemeler mevcut olmakla birlikte, göç yönetimindeki idari yetersizlikler ve altyapı sorunları nedeniyle sığınmacı ve mülteci çocuklar yasaların sağladığı bu haklara erişememekte, iyi beslenememekte, sosyal izolasyon ortamında büyümekte, hastalandıklarında uygun tedaviler görememekte, nitelikli eğitim haklarından mahrum kalmakta ve her türlü riske açık hale gelmektedirler."diye konuştu.
'SIĞINMACILAR İÇİN GEREKLİ ÖNLEMLER ALINMALI'
Mülteci yoksulluğu, beraberinde çocuk ölümleri, çocuk işçiliği, dilencilik, çocuk fuhuşu ve ticareti de mücadele edilmesi gereken komplike sorunlar olarak artış göstermekte olduğunu belirten Devrim, şöyle konuştu:"BM Çocuk Haklarına Dair Sözleşme'nin 22. maddesi'ne göre, Türkiye kendi topraklarında mülteci olan tüm çocukların sözleşmede yer alan haklardan faydalanması için gerekli önlemleri almakla yükümlüdür. Çocuklara yönelik bu risk faktörlerinin ortadan kaldırılması için öncelikle idari kapasitenin güçlendirilmesi, göç yönetimine dair idari mekanizmaların geliştirilmesi, yasadışı göç ve insan ticareti ile mücadelede eden kuramlar arasında etkin koordinasyonu sağlayacak politikalar geliştirilmesi ve eş zamanlı olarak uluslararası işbirliği mekanizmaları oluşturulması, göçmenlerin topluma entegrasyonu için politikalar geliştirilmesi, özellikle çocuk ölümleri, çocuk ticareti ve fuhuşuna ilişkin soruşturmaların bağımsız bir biçimde yürütülmesi, tüm delillerin toplanması, soruşturmanın makul bir süre içinde sonlandırılması gerekmektedir."
Ankara Barosu Mülteci Hakları Kurulu, Çocuk Hakları Merkezi ve İnsan Haklan Merkezinin 15.09.2015 tarihli mülteciler ortak raporu ve çözüm önerilerini belirten Devrim, şunları kaydetti:"
Çocukların, sadece savaş hallerinde değil her türlü silahlı çatışma ortamında gerek doğrudan ve gerekse yakınlarının uğradığı zarar nedeniyle dolaylı olarak en çok risk altında bulunan kesim olduğu; yaşama ve korunma haklarının etkin bir şekilde sağlanması gerektiği tüm uygar toplumlarda genel kabul gören bir durumdur. Ülkenin bazı il ve ilçelerinde bir süredir devam etmekte olan silahlı çatışmalar, çocukların yaşama ve korunma haklarına ilişkin olarak, devletin BM Çocuk Haklarına Dair Sözleşme'den kaynaklanan yükümlülüklerini işletmesini zorunlu kılmaktadır. Sözleşme kapsamında devlet (m.38), çocukların yaşama hakkını teminat altına almak zorunda olduğu gibi silahlı çatışmalardan etkilenen çocuklara koruma ve bakım sağlamak üzere mümkün olan her türlü önlemi de almak zorundadır. Yaşam hakkı ihlal edilen çocuklara yönelik soruşturmanın bağımsız bir biçimde yürütülmesi, tüm delillerin toplanması, soruşturma ve dava aşamalarında ölüm olaylarında hayatını kaybedenlerin yakınlarının hukuki süreçlere katılımının sağlanması ve soruşturmanın makul bir süre içinde sonlandırılması hukuk devleti olmanın olmazsa olmaz gereğidir.Çocuk hakları bağlamında, uzun yıllardır, özellikle fiziksel ve cinsel olmak üzere çocuğa yönelik her türlü istismarın yaşandığı ve sık sık toplumda infial uyandıran şekilde gündeme gelen sorunlardan biri de çocuk cezaevleridir. Bugün, çocuk cezaevlerinin var olma nedenlerinin tartışıldığı ve kaldırılmaları gerektiği yönünde oluşan sivil inisiyatiflerin çalışmaları göz ardı edilemeyeceği gibi, kapalı kurumların doğası gereği kendi şiddetini ürettiği yönündeki toplumsal gerçeklik karşısında, mevcut şartlarda cezaevleri ve tutukevlerinin öngörülen "iyileştirme" amacını gerçekleştiremediği açıktır. Tutuklamanın bir cezalandırma ve infaz olarak kullanıldığı ceza adalet sistemi içerisinde, çocuğun özgürlüğünden yoksun bırakılmasının en son çare olarak kullanılması gerektiği yönündeki uluslararası ilkenin, çocuğa yönelik koruma ve önleme noktasında gerekli altyapıyı oluşturamamış ülkemizde içselleştirilmediği görülmektedir."
'KORUYUCU VE DESTEKLEYİCİ TEDBİRLER ALINMALI'
Ceza ve tutukevlerinde yaşanan hak ihlalleri karşısında kısa ve orta vadede, etkin soruşturma mekanizmalarının işletilmesi, faillerin cezalandırılması için etkin ve süratli yargılama yapılması; hak ihlallerinin tespiti için bağımsız izleme mekanizmalarının geliştirilmesi gerektiğini ifade eden Devrim, şunları söyledi:"BM Çocuk Haklarına Dair Sözleşme'de yer aldığı şekilde, devletlerin çocukların haklarının gözetilmesinde uymakla yükümlü oldukları asgari standartları esas alan ve 2005 yılında yürürlüğe giren Çocuk Koruma Kanunu halen gerekli altyapısı oluşturulamadığı için amacına uygun şekilde işlerliği sağlanamamaktadır. Korunma ihtiyacı olan çocuklar için öngörülen koruyucu ve destekleyici tedbirlerin sağlıklı işlemesi için bir an önce idari alt yapının güçlendirilmesi, kurumlar arasında etkin koordinasyonu sağlayacak politikalar geliştirilmesi, durum analizi yapılarak eksikliklerin giderilmesi sağlanmalıdır. Açıklamada imzası bulunan Barolar Çocuk Hakları Merkezleri olarak, "çocukların çocuk olduğu" bilinciyle, yukarıdaki önerilerin hayata geçmesi için başta devlet olmak üzere ilgili tüm kişi ve kurumları yükümlülüklerini yerine getirmeye çağırıyoruz. Bu yükümlülüklerin yerine getirilmesi içini yapılacak planlamalarda üzerimize düşen yükümlülükleri yerine getirmeye hazır olduğumuzu kamuoyuna saygılarımızla beyan ederiz."
Ortak basın açıklamasına Ankara, Aydın, Bursa, Bartın, Batman,Bitlis, Denizli, Diyarbakır, Giresun Barosu, Hatay Barosu, Kütahya Barosu, Malatya Barosu, Manisa Barosu, Mersin Barosu, Muğla Barosu, Ordu Barosu, Sakarya Barosu, Şanlıurfa Barosu, Tekirdağ Barosu, Elazığ Barosu, Eskişehir Barosu, Gaziantep Barosu imzalarını attı.
MEHMET CANBEK

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yeniurfagazetesi.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Adana arap escort Çukurova arap escort Seyhan arap escort Ankara arap escort Mamak arap escort Etimesgut arap escort Polatlı arap escort Pursaklar arap escort Haymana arap escort Çankaya arap escort Keçiören arap escort Sincan arap escort Antalya arap escort Kumluca arap escort Konyaaltı arap escort Manavgat arap escort Muratpaşa arap escort Kaş arap escort Alanya arap escort Kemer arap escort Bursa arap escort Eskişehir arap escort Gaziantep arap escort Şahinbey arap escort Nizip arap escort Şehitkamil arap escort İstanbul arap escort Merter arap escort Nişantaşı arap escort Şerifali arap escort Maltepe arap escort Sancaktepe arap escort Eyüpsultan arap escort Şişli arap escort Kayaşehir arap escort Büyükçekmece arap escort Beşiktaş arap escort Mecidiyeköy arap escort Zeytinburnu arap escort Sarıyer arap escort Bayrampaşa arap escort Fulya arap escort Beyoğlu arap escort Başakşehir arap escort Tuzla arap escort Beylikdüzü arap escort Pendik arap escort Bağcılar arap escort Ümraniye arap escort Üsküdar arap escort Esenyurt arap escort Küçükçekmece arap escort Esenler arap escort Güngören arap escort Kurtköy arap escort Bahçelievler arap escort Sultanbeyli arap escort Ataşehir arap escort Kağıthane arap escort Fatih arap escort Çekmeköy arap escort Çatalca arap escort Bakırköy arap escort Kadıköy arap escort Avcılar arap escort Beykoz arap escort Kartal arap escort İzmir arap escort Balçova arap escort Konak arap escort Bayraklı arap escort Buca arap escort Çiğli arap escort Gaziemir arap escort Bergama arap escort Karşıyaka arap escort Urla arap escort Bornova arap escort Çeşme arap escort Kayseri arap escort Kocaeli arap escort Gebze arap escort İzmit arap escort Malatya arap escort Manisa arap escort Mersin arap escort Yenişehir arap escort Mezitli arap escort Erdemli arap escort Silifke arap escort Akdeniz arap escort Anamur arap escort Muğla arap escort Bodrum arap escort Milas arap escort Dalaman arap escort Marmaris arap escort Fethiye arap escort Datça arap escort Samsun arap escort Atakum arap escort İlkadım arap escort Adıyaman arap escort Afyonkarahisar arap escort Ağrı arap escort Aksaray arap escort Amasya arap escort Ardahan arap escort Artvin arap escort Aydın arap escort Balıkesir arap escort Bartın arap escort Batman arap escort Bayburt arap escort Bilecik arap escort Bingöl arap escort Bitlis arap escort Bolu arap escort Burdur arap escort Çanakkale arap escort Çankırı arap escort Çorum arap escort Denizli arap escort Diyarbakır arap escort Düzce arap escort Edirne arap escort Elazığ arap escort Erzincan arap escort Erzurum arap escort Giresun arap escort Gümüşhane arap escort Hakkari arap escort Hatay arap escort Iğdır arap escort Isparta arap escort Kahramanmaraş arap escort Karabük arap escort Karaman arap escort Kars arap escort Kastamonu arap escort Kırıkkale arap escort Kırklareli arap escort Kırşehir arap escort Kilis arap escort Konya arap escort Kütahya arap escort Mardin arap escort Muş arap escort Nevşehir arap escort Niğde arap escort Ordu arap escort Osmaniye arap escort Rize arap escort Sakarya arap escort Siirt arap escort Sinop arap escort Sivas arap escort Şanlıurfa arap escort Şırnak arap escort Tekirdağ arap escort Tokat arap escort Trabzon arap escort Tunceli arap escort Uşak arap escort Van arap escort Yalova arap escort Yozgat arap escort Zonguldak arap escort
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.